Kuşadası’nda Keşfedilmesi Gereken 15 Tarihi Yer


Kuşadası’nın tarihi zenginliği Efes, Artemis Tapınağı, Kuşadası Kalesi ve Meryem Ana Evi ile sınırlı değildir. 

Kuşadası’nda birçok tarihi yer vardır ve hatta bazı yerler de tarih gözünüzün önünde gizlenir.

Örneğin Pigela’nın plajında denizin ve güneşin tadını çıkarırken plajın kumlarının altında gizlenen antik kenti fark edemeyebilirsiniz.

Kuşadası’nın tarihi mekanların çoğu hala keşfedilmeyi ve toprağın altından çıkarılmayı beklemektedir. 

Kuşadası’nda en son keşfedilen antik kent, 1990’larda Güzelçamlı Milli Parkı’nda bir çoban tarafından şans eseri bulunmuştur.

Bu yazı, Kuşadası tarihi hakkında bir  akademik makale değildir. Hayatının en güzel kısımlarını Kuşadası’nda geçirmiş biri olarak bu rehberdeki kişisel amacım Kuşadası ve tarihi hakkında farkındalık yaratmaktır.

Bu yazı sayesinde, Kuşadası’nın tadını çıkarırken binlerce yıllık tarihinin izlerini daha net olarak görebileceksiniz. 

Bu yazımda hem ünlü tarihi mekanların tarihini hem de yerlilerin bile bilmediği unutulmuş tarihi mekanları anlatacağım.

Kuşadası’ndaki Tarihi Yerleri Haritası

Bu yazımda yazdığım tüm mekanları aşağıdaki haritada işaretledim. Kuşadası’ndaki Tarihi Yerler

Kuşadası’ndaki tarihi listeledikten sonra hepsi hakkında detaylı bilgi vereceğim. 

Kuşadası, Efes, Artemis Tapınağı, Meryem Ana Evi ve Kuşadası Kalesi ile ünlüdür. 

Bu tarihi yerler, her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bu yerleri görmeden Kuşadası’ndan ayrılmayın. Bu yerlerin özellikleri kısaca;

  1. Artemis Tapınağı , Dünyanın Yedi Harikasından biridir.
  2. Efes , Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan antik bir şehirdir.
  3. Meryem Ana Evi, Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nın en son dinlenme yeridir.
  4. Kuşadası Kalesi de bir Unesco Dünya Mirası Adayı’dır.

Kuşadası’nda daha az bilinen diğer tarihi yerler ise

  1. Andiz Tepe – Kuşadası’nın M.Ö. 3000 yılına uzanan en eski yerleşim yeridir.
  2. Melia ve Panionion – İyon Birliği’nin başkentidir. 
  3. Zeus Mağarası – Zeus’un Aşk Yuvasıdır.
  4. Pygale – Dünyanın en eski sağlık şehridir.
  5. Neopolis – Efeslilerin yazlık tatil şehridir. 
  6. Scala Nova – Kuşadası ilçe merkezindeki ilk yerleşim yeridir.
  7. Marethesium –  Keşfedilmeyi bekleyen bir şehirdir.
  8. Anaia/Anea (Kadı Kalesi) – Keşfedilmeyi bekleyen ve antik bir olması beklenen bir höyüktür.
  9. Osmanlı döneminden kalan önemli yerler 
  10. Priene – Bir tepeye kurulmuş tarihte ilk planlı şehircilik ilkeleri uygulayan antik İyon şehirdir.
  11. Milet – Birçok şehrin babası olan bir İyon antik şehirdir.
Artemis Tapınağı’nı gösteren Martin Heemskerck’in Rönesans Dönemi resmi. Fotoğraf Kaynağı Wikipedia

1. Artemis Tapınağı Artemis

Artemis Tapınağı, Dünyanın 7 Harikasından biridir. Artemis Tapınağı, Efes antik kentinde Lidyalıların yardımıyla inşa edilmiştir.

Lidyalılar para ve para sistemlerini icat eden insanlardı. Lidya Kralları ise tüm zamanların en zengin insanlarıydı. Karun kadar zengin deyimindeki Karun’un kim olduğunu merak ettiyseniz söyleyeyim. Karun, Lidya Kralı Lidya kralı Krezüs’ün Kur’an’da geçen ismidir.

Ancak Lidya Kralları bile Artemis tapınağı gibi bir mucizeyi tamamlaması 120 yıl sürmüştür.

Efesliler, Tanrıçaları Artemis’e düşkündü ve günümüz kültüründe Efes Artemis’in izlerini hala görebilirsiniz. 

DC’nin Wonder Woman’ı Efes Artemis’inden ilham alan kurgusal bir karakterdir. 

Efes amfitiyatrosu 26.000 kişi kapasitelidir. Günümüzde hala konserlerde ve diğer etkinliklerde kullanılmaktadır. Fotoğraf Kaynağı Wikipedia

2. Efes

Efes, Kuşadası şehir merkezine ve limanına yaklaşık 10 mil (16 km) uzaklıktadır. 

Efes, 6.000 bin yıllık geçmişi olan bir antik kenttir. Efsanelere göre şehri Amazonlar kurmuştur.

Bugün, Unesco Kültürel Miras Alanları arasında yer alan Efes, dünyanın en büyük arkeolojik kazılarından biridir. 

Efes, Artemis Tapınağı ve Selçuk bölgesini gezerek bir günü rahatlıkla geçirebilirsiniz.

Bir zamanlar Efes gelişen bir metropol şehirdi. MÖ 1. yüzyılda Efes’in nüfusu 250.000’den fazlaydı. O zamanlar Efes, Roma’dan sonra dünyanın en kalabalık ikinci şehriydi.

Efes’in bir zamanlar bir kıyı kenti olduğuna inanmak güçtür. Efes limanı Küçük Menderes Nehri’nin getirdiği kumlarla dolmuş ve denize bağlantı kopmuştur. Bugün en yakın plaj Efes’e yaklaşık 5 km uzaklıktadır.

Meryem Ana evi 2006 yılında Papa Benedict-XVI ziyareti sırasında

3. Meryem Ana Evi

İsa’nın Havarilerinden John (Aziz Yuhanna Kur’an’da Hz Yahya)  İsa’nın ölümünden sonra kendisine emanet edilen Meryem Ana’yı Efes’e getirmiştir. Meryem Ana Evi, İsa’nın annesi Meryem’in hayatının geri kalanını geçirdiği evdir.

Bu ev aynı zamanda birçok eski hac yolunun son durağıdır.

Paul VI, John Paul II ve Benedict XVI dahil olmak üzere birçok Papa bu tapınağı ziyaret etmiştir. 

Evin altından geçen pınarın iyileştirici özelliği olduğuna inanılmaktadır.

Ben, Meryem Ana Evi’ni kendim birkaç kez ziyaret ettim. Tüm turistik turların geldiği hafta sonları veya öğlen saatlerinde oraya gitmenizi tavsiye etmiyorum. Mekan bu saatlerde gerçekten kalabalık olabiliyor.

Meryem Ana Evi, Efes’ten birkaç kilometre uzakta. Kiliseye giden yol iyi durumda fakat yokuş yukarı gidiyor ve bazı noktalarda dar olabiliyor. 

20. yüzyılın başında Kuşadası küçük bir balıkçı kasabasıydı. O zaman, kale bir adada bulunuyordu.

4. Kuşadası Kalesi

Kuşadası Kalesi’nin üzerine kurulduğu adaya Güvercin Adası denir. Bu ada aynı zamanda Kuşadası’na da adını vermiştir. 

13. ve 14. yüzyıllarda Cenevizliler kaleyi inşa ettiler. Bu sırada Kuşadası’nın adı Scala Nova idi. 

Scala Nova, İtalya’dan Kırım’a uzanan Ceneviz Ticaret Yolları üzerinde bir ticaret limanıydı. 

Cenevizliler Bizans döneminde Akdeniz ve Karadeniz’de geniş bir ticaret ağına sahipti. 

Kuşadası Kalesi yakın zamanda Dünya Mirası Geçici Listesine eklenmiştir.

Kuşadası Kalesi’nden manzara

Kale en son Osmanlı yönetimi altında da yenilenmiştir, ancak Cenevizlilere ait mimari özellikler bugün hala görülebilmektedir.

Kalenin ana işlevi, limanı korumak ve bölgedeki korsanlığı önlemek için açık deniz ticaret yollarında karakol görevi yapmaktı.

İç kaleyi Osmanlı Donanması büyük amirali Barbaros Hayrettin Paşa yaptırmıştır. Daha sonra 1826 yılında İlyas Ağa şehir surlarını inşa ettirmiştir. 

Modern dönemde ise Kuşadası Kalesi, şehre dar bir yürüyüş yolu ile bağlanmıştır. Yürüyüş yolunun bir tarafı günübirlik turistik tekne turlarının çıkış noktasıdır.

Günümüzde iç kale müze olarak işletilmektedir. Kuşadası Kalesi Müzesi küçüktür fakat güzel sergilere sahiptir. Müze içerisinde bitkiler, deniz yaşamı ve kuşlar hakkında sergiler bulunur. En etkileyici olanı sergi ise bütün bir balinanın iskeletidir.

Kale ayrıca konserlere ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.

TARİHİ GERÇEK Barbaros Hayrettin Paşa Midilli doğumlu bir Türk’tür. Önce korsanlık yapan paşa, Cezayir’i İspanyollar’dan alarak Osmanlı’ya bağlamıştır. Sonrasında ise  Osmanlı Donanmasının Büyük Amirali olmuştur

O dönemin Katolik ittifakına karşı birçok zafer kazanan Osmanlı Amirali, Batılılar tarafından Barbarossa (Kızıl Sakal) olarak bilinmektedir. Bütün sinema ve çizgi filmlerde gördüğümüz Kızıl Sakallı Korsan Kaptan Barbarossa’nın kurgusal karakterine ilham veren Barbaros Hayrettin Paşa’dır.

Andiz, Orta Çağ’da ticaret merkezi olarak kullanılmıştır. Bugün kalıntıları kalan gözetleme kulesi ise bu bölgeden geçen ticaret yollarının güvenliğini sağlamaktaydı. Fotoğraf Kaynak

5. Andiz – Kuşadası’nın İlk Çiftçileri

Kuşadası çevresindeki ilk yerleşim M.Ö. 3000 yıllarında Andiz Tepe denilen bölgede kurulmuştur. 

Bu bölge günümüz şehir merkezinden uzak ve Pilav dağındadır.

Bu küçük yerleşim, başlangıçta küçük bir çiftçi topluluğudur. Bu ilk yerliler bölgede doğal olarak yetişen zeytin, üzüm, incir ve bereketli topraklarının tadını çıkarmışlardır.

Daha sonraları bu yerleşim, iç kesimlerden Kuşadası kıyılarına gelen ticaret yollarının önemli bir durağı işlevi görmüştür.

Antik zamanda yapılan ve bugün de görülebilen Andiz Kulesi bölgenin güvenliğini artırmak için yapılmış bir gözetleme kulesidir. 

Buradaki yerleşim hala çoğunlukla toprak altındadır ve ortaya çıkarılmayı beklemektedir. Yine de doğada yürüyüş yapmak için iyi bir noktadır.

SEYAHAT İPUCU Yeniköy yolu üzerinde birçok mükemmel Türk kahvaltısı mekanı vardır. Andiz kalıntılarını keşfetmeden önce bunların tadını çıkarabilirsiniz. 

Kuşadası’ndan gelip, harabelerin gördükten sonra yolu takip etmeye devam ederseniz yol Çamlık beldesine çıkıyor. Buradaki Çamlık Lokomotif Müzesi’nde Türk tarihinin bir başka yönünü de keşfediyorsun. Bu müzede 1800 lerin ortalarından kalma birçok lokomotifi inceleyebilirsiniz.

Panionion’un ilginç heykel tasarımlarına sahiptir. Heykeller gülümseyen şekilde tasvir edilmiştir.

6. Melia ve Panionion – İyon Birliği’nin Brüksel’i

Antik zamanlarda, en güçlü 12 İyon şehri, Avrupa Birliği’ne benzeyen bir birlik oluşturmuştur. Bu konfederasyona İyon Birliği veya Panionion denilmektedir. 

Panion konfederasyonunun merkezi ise Panionion antik kentidir.

Diğer konfederasyon şehirleri ise Miletos, Myus, Priene, Efes, Kolophon, Lebedos, Teos, Klazomenai, Phokaia, Samos, Khios ve Erythrai’dur.

Panionion Birliği Konseyi, önemli siyasi ve dini meseleleri çözmek için düzenli olarak burada toplanırdı.

Genel bir kural olarak, bu şehre yabancıların girmesine izin verilmezdi, sadece konfederasyon şehirlerinin vatandaşlarının girmesine izin verilirdi.

Bugün Melia and Panionion Milli Parkın orman örtüsü altında kalmıştır.

MÖ 700 civarında, şehir birçok festivalin yapıldığı kültür başkentiydi.

Panionion bölgesi çok geniş bir alanı kaplamaktadır. Melia’nın Panionion’un bir bölgesi mi yoksa ayrı bir şehir mi olduğu hala tartışmalıdır.

Kalıntıların çoğu 1990’larda bir çoban tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Kazı çalışmaları devam etmekte olup, ortaya çıkarılan eserler Aydın Kent Müzesi’nde sergilenmektedir.

Bazı kent alanları Milli Park Bölgesindedir ve ziyaretler özel izin gerekmektedir.

Bu saklı şehri keşfetmenin en iyi yolu, iyi bir yerel rehber eşliğinde trekking macerasına çıkmaktır. Alternatif olarak, el değmemiş doğasıyla bu dağı keşfetmek için jip ve atlı safari gezileri de bulunmaktadır.

Ben ve arkadaşım Abby, 2009 yılında Zeus Mağarası’nın serin ve ferahlatıcı sularının tadını çıkarırken. Fotoğrafı Facebook’ta buldum. Düşük kalite için üzgünüm.

7. Zeus Mağarası – Zeus’un Aşk Yuvası

Zeus Mağarası, Melia ve Panionion’un bir parçasıydı. Bu antik kentin diğer bölümlerinden farklı olarak mağaraya sahilden kolayca ulaşılabilir. 

Mağara girişi Güzelçamlı Milli Parkı girişine çok yakındır. Yine de, Milli Park’a gelen çoğu ziyaretçi, mağara girişi gizli olduğu için mağarayı fark etmemektedir.

Efsaneye göre burası Zeus’un saklandığı yerdir. Efsaneye göre, Zeus, kardeşi Poseidon’un tridentini kırdığında veya karısı Hera’yı aldattığında hep buraya saklanmıştır.

Mağaranın suları soğuk ve benim gibi sıcak suya alışkınsanız burada yüzmek zor olabilir. Yine de saçınızı yıkamanız öneririm. Mağaranın suyu saçınızı temizlemesi ve parlak hale getirmesiyle ünlüdür. 

Bilmeniz gereken tüm detayları öğrenmek için Zeus Mağarası hakkındaki yazımı okuyabilirsiniz.

Pygela antik kenti, Kuşadası’nın en güzel plajlarından birinin altında gömülüdür.

8. Pygela – Dünyanın en eski sağlık şehri

İtiraf etmeliyim ki bu kumsala defalarca gittim ve buranın antik bir şehir olduğunu bilmiyordum.

Çok sonradan Pygela’nın dünyanın en eski sağlık şehri olduğunu öğrendim. Antik kentin çoğu hala gömülü vaziyettedir.

Şehrin asıl amacı yaralı Yunan askerlerini rehabilite etmekti. Yunanlılar Pygela plajının sularının bir çeşit iyileştirici gücü. olduğuna inanıyorlardı. 

Şehir Truva Savaşları sırasında Yunan Kralı Agamemnon tarafından kurulmuştur. Büyük İskender bile dinlenmek ve eğlenmek için askerleriyle birlikte burada durmuştur. 

9. Neopolis – Efeslilerin Tatil Beldesi

Neopolis (Günümüzdeki Yılancı Burnu), Kuşadası kalesinden yarımadada kurulmuştur.

Bu ada (yarımada) ilk olarak Efesliler için bir tatil yeri olarak inşa edilmiş ve Kuşadası ilçe bölgesindeki ilk yerleşim yeridir. 

Çoğu insan yarımadanın tarihini bilmeden burada bulunan Jade Beach Club’ın keyfini çıkarıyor.

Nu antik yerleşim kalıntıları Kuşadası Kalesi’nin yapımında kullanılmıştır.Halen, Kuşadası Kalesi’nin duvarlarında mermer parçaları görebilirsiniz ve bu mermerler Neopolis’in yeniden kullanılmış kalıntılarıdır.

Neopolis daha sonra düzenli bir yerleşime dönüşerek Scala Nova’nın temelini ve bugünkü Kuşadası’nın temelini oluşturmuştur.

18. yüzyılda Kuşadası’na Scala Novada deniyordu.

10. Scala Nova – Kuşadası’nın Eski Adı

Efes’in kıyameti, Kuşadası’nın da şafağıydı. 

Efes limanı Menderes’in getirdiği kumlarla doldukça Efesliler daha iyi bir liman bölgesi aradılar. 

İlk yerleşim yeri olan Neopolis, Efesliler için bir tatil yeriydi, daha sonra Efesliler kalıcı olarak buraya yerleşmeye başladılar. 

Bir süre sonra, Neopolis, Efes Neopolis olarak anılmaya başlandı.

Daha sonra Efes Neopolis’i Scala Nova’ya evrildi ve Scala Nova da, Kuşadası şehir merkezi oldu.

Scala Nova bir liman kenti ve Venedikliler ve Cenevizliler için önemli bir ticaret limanıydı.

11. Marethesium – Keşfedilmeyi bekleyen bir şehir

Bazı tarihçiler Marathesium adında bir antik şehrin daha Kuşadası merkezi yakınlarında olduğunu düşünüyorlar. Bu yerin muhtemel birini haritada işaretledirç 

Bu iddianın temeli ise eski metinler yer alan Efeslilerin Samos ile yaptıkları bir anlaşmadır. Bu anlaşmada çerçevesinde Efesliler Neopolis’i Marethesium ile takas etmişlerdir.

Neopolis ve Marethesium aynı yerler değilse, Kuşadası yakınlarda hala keşfedilmeyi bekleyen başka bir yerleşim olmalıdır.

12. Anaia/Anea (Kadıkalesi) 

Burası benim yazlığımdan 2 km uzaklıkta. Burası benim çocukluğumda oynadığımız bir sık çalıları ve taş kalıntıları olan bir tepeydi.

Gömülü kale kalıntılarının bir kısmını görebiliyorduk, ama daha çok hayal gücümüz çalışıyordu. 

2001 yılında bu alanda arkeolojik kazı başlatılmış ve alan çitle çevrilmiştir. Artık kalenin bir manastırı ve bir de limanı olduğunu biliyoruz. Ayrıca I. Dünya Savaşı’ndan kalan askeri barikatlar da varmış. 

Burada bulunan eserler Aydın Müzesi’nde sergileniyor. 

Ancak kazılar bu yerin başka sırlarını ortaya çıkarmaya devam ediyor. Bazı araştırmacılar Bizans kalıntılarının altında Troya’ya benzer bir antik kentin de bulunduğuna inanmaktadır. 

Kazılar devam ediyor ve 2021 yılında tarihi alan hala ziyarete kapalıydı. Ziyarete açılmasını heyecanla bekliyorum.

13. Osmanlı Döneminden kalan Eserler

Türkler burayı ilk kez Osmanlı öncesi 1086 döneminde yönetti. Ancak kısa süre sonra Bizans bölgenin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

Kuşadası, Osmanlı döneminde ticaret merkezi olmaya devam etti.

Osmanlı döneminde inşa edilen en önemli iki yapı, Okuz Mehmet Paşa Camii (1618) ve Okuz Mehmet Paşa Kervansarayı’dır (1618). Bugün her iki bina da işlevseldir ve halen kullanılmaktadır. 

Barbaros Hayreddin Paşa kaleyi yenilemiş, Okuz Mehmet Paşa ise surları sağlamlaştırmıştır.

Priene büyük ölçüde bozulmamış bir antik şehirdir.

14. Priene

Priene,  en çok bugün kullandığımız şehircilik ilkelerinin ilk denendiği şehir olarak biliniyor. Engebeli yapısına rağmen, imar planı kare ve dikdörtgen şeklinde bloklar olarak tasarlanmıştır.

Priene de Panionik Birliği’nin bir üyesidir.

Melia ve Panionion dağın diğer tarafında, Priene’ye çok yakın bir yerde bulunuyor ancak dağ iki şehir arasında ulaşım imkanını sınırlamaktadır.

Priene, çok iyi korunmuş bir antik kent olup turist kalabalığı olmadan rahatça gezebileceğiniz bir antik şehirdir.

Priene’ye gelirken yürüyüş ayakkabılarınızı veya rahat ayakkabılarınızı getirmelisiniz. Şehir tepeler üzerine kuruludur eğer Akropol alanına çıkarsanız  muhteşem bir deniz manzarası  sizi beklemektedir.

Berlin, Almanya’daki Bergama Müzesi’ndeki Milet Pazar Alanı Kapısı.

15. Milet – Birçok şehrin babası

Panionik Birliği’nin bir başka üyesi de olan Milet ‘de Efes ve Priene ile aynı kaderi paylaşmıştır. 

Milet limanı da Menderes Nehri tarafından kapatılınca bu şehir de terk edilmiştir.

Milet, bu şehrin kurduğu kolonilerin sayısı ile tanınır. Milet, Karadeniz ve Ege çevresinde 90’dan fazla doksan koloni kurmuştur. 

Bu koloniler Milet’i birçok modern şehrin babası yapmaktadır. 

Kuşadası büyük bir şehir olmasına rağmen hala bakir bir çok doğal güzelliğe sahiptir.

Son Yıllarda Kuşadası

1980’lerde Kuşadası, Türkiye’nin en iyi tatil yerlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Kumarhaneler beş yıldızlı oteller ve birçok lüks turizm yatırımı vardı.

Ayrıca o zamanlar Kuşadası el değmemiş bir güzelliğe ve doğaya sahipti. Yazlık evimizi görmek için Kuşadası’na ilk gittiğimiz zamanı hatırlıyorum. O zamanlar 1990’ların başıydı ve çalıların arasında kaybolduk.

O zamandan beri Kuşadası gelişmiş bir şehir haline geldi. Son yıllarda Kuşadası’nın nihayet büyümesini kontrol ettiğine inanıyorum ve bugün, Kuşadası’nda doğanın ve düzenli yaşam tarzının tadını çıkarabilirsiniz.

Güneşi, güzel plajları, aqua parkları ve tarihi yerleri ile Ibiza gibi bir tatil şehri arıyorsanız Kuşadası sizi kesinlikle memnun edecektir.

Kuşadası Nüfusu

1893 nüfus sayımına göre Kuşadası’nın nüfusu 15.047’dir. Nüfus neredeyse eşit olarak Müslümanlar ve Hıristiyanlar tarafından bölündü. O zamanlar Kuşadası’nda 8.822 Müslüman ve 6.121 Hıristiyan vardı.

Yıllara göre Kuşadası Nüfusu

Resmi rakamlara göre bugün Kuşadası’nın nüfusu 121.493’tür. Ancak nüfus yaz aylarında gelen yerli ve yabancı turistlerle nüfus bir milyonun üzerine çıkmaktadır.

Kuşadası’nın nasıl balıkçı kasabasında bir şehre dönüştüğünü merak ediyorsanız, yıllara göre nüfus tablosu aşağıdadır. Kaynak

YılToplamŞehirKırsal
196513.7247.3886.336
197015.6259.0326.593
197516.01910.2695.750
198021.34614.7346.612
198529.09821.2277.871
199043.63631.91111.725
200065.76547.66118.104
200773.54354.66318.880
200878.79358.65020.143
200981.29561.64819.647
201084.05664.35919.697
201188.46468.22520.239
201290.65270.14320.509
201394.99594.995Veri yok
2014101.619101.619Veri yok
2015103.849103.849Veri yok
2016106.939106.939Veri yok
Yıllara Göre Kuşadası Nüfusu

Efe Genit

Merhaba Ben Efe Genit, Ben ailesiyle gezmeyi ve eğlenmeyi seven ve birçok hobisi olan bir aile babasıyım. Bu blogta hayat deneyimlerimi, kızım Lidya ve eşim Zeliha ile yaşadıklarımızı, hobilerimi paylaşıyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

En son yazılanlar